Haber

NYT’den Erdoğan-Trump karşılaştırması: Geri kalan her şey detay

ABD’li The New York Times (NYT) gazetesi, Kasım 2024’te yapılacak ABD Başkanlık seçimleri bağlamında Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Recep Tayyip Erdoğan’ın zaferini konu alan bir analiz yayınladı. Bret Stephens, “Türkiye’deki seçimler Trump için bir uyarıdır”.

Fransız filozof Jean-François Revel’in Erdoğan’ın yeniden seçilmesini “totaliter olgu” kavramı üzerinden açıkladığı analizde, “toplumun önemli bir bölümünün “olmak isteyen” insanlardan oluştuğu düşüncesine atıfta bulunuluyor. Ya bu zulmü uygulayacak ya da ona boyun eğecek şekilde zulme uğradı” diyen açıklamada, “Bu gözlem, Erdoğan’ın Türkiye seçimlerinde yeniden seçilmesini düşünmemize yardımcı olması gereken bir gözlemdir” dedi.

New York Times, “Bu aynı zamanda, birçok yönden yetersiz görünen otokratik liderlerin demokratik yollarla iktidara döndüğü Cumhuriyetçi Parti de dahil olmak üzere diğer yerler için bir uyarı işlevi görmeli” yorumunu yaptı.

‘NORMAL SİYASİ ŞARTLAR KAYBETMELİ’

Bu durumun Erdoğan’ın ‘yakın ama rahat zaferi’ için tam olarak geçerli olmadığına dikkati çeken gazete, Erdoğan’ın iktidarda olduğu 20 yılda ‘akla gelebilecek her dengeyi kendi lehine değiştirdiğini’ söyledi. Bu bağlamda İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ceza hukuku sisteminin nasıl kullanıldığı, medyanın nasıl aktif bir şekilde kontrol edildiği, muhalefetin nasıl ‘terörist’ olarak kriminalize edildiği ve aldığı siyaset yasağının ele alındığı analizde, Fareed Zakaria’nın ‘özgür ama’ Türkiye için ‘fuar’ vurgusu da yapılıyor. ‘Seçimsiz’ ifadesine atıfta bulunularak, söz konusu kelimenin ‘yeterince ileri gitmediği’ not edildi.

Erdoğan yönetimindeki Türkiye’nin uzun süredir “korkunç” bir devlet olduğunu belirten gazete, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik krize ve 6 Şubat depremlerine işaret ederek, “Normal siyasi beklentiler altında Erdoğan bedelini ödemeliydi. ezici bir seçim yenilgisiyle siyasi bedel ödedi.Sadece hayatta kalamadı.Ayrıca seçimlerden en çok etkilenen ve ihmal edilen bazı kasabalarda oyları artırdı.

‘LİDER, 1100 ODALI SARAYDA SOKAKTAKİ ADAMIN KORUYUCUSU’

The New York Times gazetesi, İngiltere’de The Economist’e konuşan bir depremzedenin “Biz onu namaz için, evimiz için, başörtümüz için seviyoruz…” dediğini hatırlatarak, “Bu son cümle çok şey anlatıyor; üstelik… bu sadece Erdoğan’ın başarısının sırrı, özellikle İslamcılığa atıfta bulunduğu için değil, aynı zamanda James Carville’in dar görüşlü Amerikan sloganı ‘Ekonomi yüzünden, aptal’. Aslında hayır: aynı zamanda Tanrı, gelenek, değerler, kimlik, kültür ve her birine eşlik eden kırgınlıklar nedeniyle “Yalnızca açığa çıkmış seküler bir hayal gücü, insanların talep ettikleri fiyattan daha çok önemsediği şeyler olduğunu göremez.”

Bir “iktidar sorunu” olduğunun dile getirildiği analizde, klasik liberal siyaset geleneğinin iktidardan şüphe duymaya, liberal olmayan geleneğin ise gücü yüceltmeye dayandığı hatırlatılarak, Erdoğan’ın “güç meselesi” imajı hatırlatıldı. Başkent Ankara’da “sokaktaki adamın koruyucusu olan lider” ve 1.100 odalı Cumhurbaşkanlığı Köşkü. . Sarayın 615 milyon dolara mal olduğunu kaydeden gazete, ‘Erdoğan yanlılarının buna tepki göstermediğini aksine sevindirdiğini’ vurguladı. Analiz, “Burada bir savurganlık veya savurganlık belirtisi değil, insanın ve bağlı oldukları ve boyun eğdikleri hareketin önemini gördüler” dedi.

‘ERDOĞAN BUNU FARK EDEN SON POPÜLİST LİDER OLMAYACAK’

Tüm bunların liberal kulakların duyamayacağı frekansta verilen siyasi sinyallerin bir hatırlatıcısı olduğu belirtilen analizde, Erdoğan’ın her şeye rağmen yeniden seçilmesine şaşırmanın şaşırmak gibi olduğu ifade ediliyor. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna’daki savaşa rağmen neden ülkesinde hala destek görüyor? ifade etti.

“Belki de çoğu sıradan Rus’un en azından bilinçaltında istediği kolay bir zafer değildir. Bu birleştirici bir çiledir.” .

Trump hareketinin kazanma şansı değil, aidiyet duygusu üzerine kurulduğuna dikkat çekilen analizde, konuşmanın konusunda görülme ve duyulma hissinin bir duygu olduğu vurgulandı. küçük düşürüldüğü düşünülenlere baş belası olmak ve temsil uğruna boyun eğmek. Analiz şu sözlerle sona erdi: “Geri kalan her şey, zafer ya da yenilgi, zenginlik ya da sefalet, bir ayrıntı meselesidir. Erdoğan beklentilere meydan okudu çünkü bunu biliyordu. Bunu yapan son popülist lider olmayacak.” (DIŞ HABERLER)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu